T C. Anayasa Mahkemesi

T C. Anayasa Mahkemesi

Kanun koyucu tarafından yapılan bu değişiklikçerçevesinde konusu kalmayan kurallara ilişkin iptal talepleri hakkında kararverilmesine yer olmadığına karar verilmesi kanaatinde olduğumdan çoğunlukgörüşüne katılmamaktayım. Belirtilengerekçelerle dava konusu kuralların Anayasa’nın 2., 9., 36. Maddelerineaykırı olduğu sonucuna ulaştığımdan çoğunluk kararına katılmıyorum\. Heyecan dolu slot oyunlarında dönüş yap, gerçek ödüller kazan. casinomhub yeni giriş\. Kararda, anılanmaddenin şeklî anlamda bir kanun ve erişilebilir nitelikte olduğu hususundatereddüt bulunmadığı belirtilmekle birlikte söz konusu maddenin hukuki güvenlikve belirlilik ölçütlerini taşıyıp taşımadığı üzerinde durulmuştur (KeskinKalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri, §§ 91, 92). Diğer yandan Anayasa’nın 10. Maddesinde “Herkes,dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzerisebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir./ Kadınlar ve erkeklereşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamaklayükümlüdür. Öte yandan mahkemeyeerişim hakkına getirilen sınırlamanın Anayasa’nın 13. Maddesi gereğinceAnayasa’nın sözüne de uygun olması gerekir.

Bununla birlikte NetzDG’ye ilişkin olarak 18 Haziran 2020tarihinde sosyal medya şirketlerinin hukuka aykırı içerikleri Almanya FederalAdli Polisine bildirmelerine ilişkin bir ek düzenleme kabul edilmiştir. İnternet, modern demokrasilerde başta ifade özgürlüğü olmaküzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bakımından önemli bir değeresahip bulunmaktadır. Sosyal medya, medya içeriğini oluşturmak, yayınlamak veyorumlamak şeklinde bireysel katılıma imkan veren şeffaf ve karşılıklı iletişimkurulan bir platform şeklindeki medya kanalıdır. İnternetin sağladığı sosyalmedya zemini kişilerin bilgi ve düşüncelerini açıklama, karşılıklı paylaşma veyaymaları için vazgeçilmez niteliktedir. Bu nedenle sadece düşünceyiaçıklamanın değil, aynı zamanda bilginin elde edilmesi açısından günümüzde enetkili ve yaygın yöntemlerden biri haline gelen sosyal medya araçları konusundayapılacak düzenleme ve uygulamalarda devletin ve idari makamların çok hassasdavranmaları gerektiği açıktır. Bu içerik, yer ve erişim sağlayıcıların önemli bir kısmının yurtdışında olduğu dikkate alınmalıdır. Zira kural zaten suç teşkil ettiğibelirtilen içeriğin içerik ve yer sağlayıcısının yurt dışında olması halindeidari tedbir uygulanmasını öngörmektedir. Dolayısıyla içeriğin çıkarılmasınailişkin yükümlülük küresel olarak hizmet veren ve yurtdışında yerleşik yersağlayıcılar bakımından bu kişilerin tabi oldukları hukuklar bakımındanuygulanamaz niteliktedir. İçerik sağlayıcı bakımından içeriğin çıkarılmasınailişkin bir yükümlülük getirilebilecek olsa da yer sağlayıcılara böyle biryükümlülük getirilmesi uluslararası hukukta hâkim yetki ve uygulama alanıilkesiyle bağdaşmayacaktır.

Bu özgürlüğe getirilecek sınırlamalar, izlenen amaç bakımındangerekli, uygun ve ölçülü olmalıdır. Öngörülen bu müdahale pek çok yönden Anayasaya aykırıdır.Öncelikle maddede öngörülen müdahalenin hukuki niteliği belli değildir. Hukuksistematiği içinde herhangi bir yere oturmamaktadır. Zira öngörülen içerikçıkarma ve erişime engelleme uygulamaları koruma tedbiri olaraknitelendirilemez, çünkü ortada herhangi bir suç ve ceza soruşturması olmadığıgibi talep eden de savcılık değil, hakkının ihlal edildiğini ileri süren gerçekve tüzel kişilerdir. Maddenin itiraz konusu (3) numaralı fıkrasında da sulhceza hâkimine yapılan başvuru sonrasında hâkimin başvuruda bulunanın talebidoğrultusunda içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine kararverebileceği hüküm altına alınmıştır. İçeriğin çıkarılması kararıverilmesi şeklindeki idari tedbirin bir suç şüphesine bağlı olarak uygulandığıaçıktır. Maddesi suç şüphesi altında bulunan kişiyle ilgiliolarak çeşitli tedbirler alınmasını mutlak olarak yasaklamamaktadır.

Diğer taraftan kuralda hiçbir ilke ve ölçüt belirtilmeden BTKbaşkanına alt sınırdan on kat uzaklaşarak ceza verme yetkisi tanınmıştır.Başkan bir yer sağlayıcıya verilecek cezanın yüzbin TL mi yoksa bir milyon TLmi olacağına tamamen keyfi bir şekilde karar verebilecektir. Yasanın bir idaribirim olan BTK başkanına tanımış olduğu bu yetki, yasal düzenlemenin özüne veniteliğine aykırıdır. Asgari ve azami ceza hadleri arasıdaki on katlık fark,adeta birbirinden farklı iki cezanın aynı düzenlemeye dayanarak keyfî şekildeverilebileceğine tekabül etmektedir. Dolayısıyla belirtilen ceza miktarının altsınırı ile üst sınırı arasındaki aşırı fark belirsizliğe ve yasaya tabi olankişiler açısından öngörülemezliğe neden olmaktadır. Kuralda bu yetkinin keyfikullanılmasını önleyecek herhangi bir ceza tayin ölçütüne ve güvenceye de yerverilmemiştir.

  • Bu kapsamda, kullanıcıların internetortamında sosyal etkileşim amacıyla metin, görüntü, ses, konum gibi içeriklerioluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkan sağlayan gerçekveya tüzel kişiler, sosyal ağ sağlayıcı olarak tanımlanmıştır.
  • Maddesinin (1) numaralıfıkrasında belirtilen suçların oluşmasına bağlı kılınmış ise de kuraldakastedilen, bu suçların işlendiğinin tespit edilmesi değil bunların işlendiğinedair yeterli şüphe bulunduğunun tespit edilmesidir.
  • Maddelerde yapılandeğişikliklerin Anayasaya aykırı olduğu ayrıntılı olarak açıklanmıştır.Öngörülen idari ve adli para cezaları Anayasa aykırı iken getirilen düzenlemeile yurt dışında bulunan sosyal ağ sağlayıcılara ayrı ve daha yüksek paracezası verilmesinin Anayasanın 10.
  • Ancak bu günlük bir milyon erişimin nasıl tespit edileceği vetespitin neye göre yapılacağı konusunda da hiçbir açıklık bulunmamaktadır.

Dolayısıyla hukuk sistematiğine uymayan bu kurumun kendine özgübir hak arama yolu olduğu söylenebilecektir. Türk hukuk sistematiğinde özelkişiler tarafından hakkının ihlal edildiğini ileri süren kişilerin bu haklarınıelde edebilmek için hukuk mahkemelerinde dava açmaları ve bu dava kapsamındatedbir talebinde bulunmaları mümkündür. Bazı istisnai hallerde idareden dehakka yönelik tecavüzün giderilmesi istenebilir. Ancak hukuk sistemimizde özelbir hakkın korunması için sulh ceza hakimliğinden talepte bulunulabilen başkabir hukuk yolu bulunmamaktadır. 7253 sayılı Kanunla öngörülen tanımdaysa gazetecilik veyaeditoryal içerik sunan platformlar istisna tutulmadığı gibi, bireysel iletişimimkânı sunan platformlar da istisna tutulmamıştır. Bu nedenle yaygın olarakkullanılan kamuya açık olmayan kişiler arasında mesajlaşma, mailleşme, sesligörüntülü görüşme veya dosya paylaşma platformlarının hatta online toplantıyapma imkânı sunan zoom, jitsi meet gibi platformların da tanım kapsamınaalınması mümkün görünmektedir. Aynı şekilde mostbet türkiye platformlarının, müşterileremallar konusunda yorum yapma imkânı sunan alış-veriş sitelerinin, ortak çalışmayapmaya olanak sağlayan platformların, dosya paylaşma ya da dosya depolamaplatformlarının, hatta akademik yayın paylaşma imkânı veren platformların ya daveri tabanlarının da tanım kapsamına sokulması mümkün görünmektedir. Oysa buplatformların hiçbirinin sosyal medya olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Kuralın atıf yaptığı üçüncü fıkrada ise faaliyetleriniyurt dışından yürütenler bakımından, onların internet sayfalarındaki iletişimaraçları, alan adı, IP adresleri ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgilerüzerinden e-posta veya diğer iletişim araçları ile bildirimyapılabileceği belirtilmektedir. Üçüncü fıkrada diğer iletişim araçları ileyapılabileceği belirtilen tebligatın neler olabileceği konusunda birbelirsizlik bulunmaktadır.

Hukuki güvenlik ile belirlilik ilkeleri, hukukdevletinin önkoşullarındandır. Kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayanhukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerintüm eylem ve işlemlerinde Devlete güven duyabilmesini, Devletin de yasaldüzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gereklikılar. Belirlilik ilkesi ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönündenherhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılırve uygulanabilir olmasını, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarınakarşı koruyucu önlem içermesini ifade etmektedir. Kural ile sosyal ağsağlayıcılara soyut bir yükümlülük yüklenmekte ve bu yükümlülüğün çerçevesiçizilmemektedir. Sosyal ağ sağlayıcıların Türkiye’deki kullanıcılarınınverilerini Türkiye’de tutma yönünde alabileceği gerekli tedbirlerin ortayakonulmamış olması hukuki belirlilik ilkesinin açık, net anlaşılır veuygulanabilir olmasını karşılamamaktadır.

Maddesi de benzerdüzenlemeleri içermektedir. Ancak bu düzenlemelerde görülmektedir ki basın,yayın, iletişim ve bilişim kuruluşlarının sorumluluğu ikincildir ve bunlarınsorumluluğuna gidilmesi için bazı ön şartlara bağlanmıştır (örn. TTK 58/1). Buhalde mahkeme kararının kendisine bildiriminden itibaren içeriği kaldırmayükümlülüğü 5651 sayılı Kanunda düzenlenen yer sağlayıcıya yönelik ek birtazminat sorumluluğunun düzenlenmesine ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu nedenle 7253 sayılı Kanunun 6. Maddesiyle 5651 sayılı Kanun’aeklenen Ek 4. Maddenin birinci ve ikinci fıkraları araç amaç bağlantısınınkurulmamış olması, tek bir özel hukuk kişisinin yükümlülüğünü yerinegetirmemesi sebebiyle tüm toplumun cezalandırılmasını öngördüğünden Anayasa’nın2., 13., 22., 26., 27., 28., 35. Maddelerine aykırıdır iptal edilmelerigerekir. Temsilci atama zorunluğu serbest ticaret ilkelerine aykırıolduğu gibi, amacı da sosyal medya üzerinde sansür sağlamak olduğuanlaşılmaktadır. Zira dünyada sosyal medya platformlarına en çok içerik çıkarmatalebi Türkiye’den gitmektedir. Bu platformlar şeffaflık ilkeleri gereğikendilerine gelen içerik çıkarma taleplerine ilişkin istatistikleriyayınlamaktadırlar.

Yükümlülüğün yerine getirilmemesihalinde ilk uygulanacak olan yaptırımlar idari para cezası iken devamı halindereklam yasağı ve son olarak da internet trafiği bant genişliğini %90 oranındadaraltma yaptırımı öngörülmüştür. Ayrıca maddenin dördüncü fıkrasında bazı suçlar bakımından idaritedbir niteliğinde erişimin engellenmesi kararının verilebileceğidüzenlenmiştir. Getirilen değişiklikle BTKbaşkanının yetkisi genişletilmiş ve içeriğin çıkarılması kararı verme yetkiside tanınmıştır. Ayrıca BTK başkanı tarafından verilen içeriğin çıkarılmasıve/veya erişimin engellenmesi kararlarının içerik, yer ve erişim sağlayıcılaratebliğ edileceği ve yerine getirilmesinin isteneceği öngörülmüştür. Buna bağlıolarak onbirinci fıkrada yapılan değişiklikle bu kararın gereğini yerinegetirmeyen içerik, yer ve erişim sağlayıcılara onbin TL’den yüzbin TL’ye kadaridari para cezası verilmesi öngörülmüştür.

About the Author

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

You may also like these